25 Aralık 2015 Cuma

Patik Örnekleri



28 Aralık 2014 Pazar

Üreme Sistemini Kontrol Eden Hormonlar

ÜREME SİSTEMİNİN HORMONAL KONTROLÜ     
 
 
 
*Erkek üreme sisteminin hormonlarla kontrolü:  Erkek üreme sisteminin hormonal kontrolü, hipofiz bezinden salgılanan, FSH ve LH hormonları ile sağlanır.
 
→Hipotalamus bezi RF faktörleri ile hipofiz bezini uyararak, FSH ve LH hormonlarının salgılanmasını sağlar.
 
 
**FSH: testislerde bulunan seminifer tüpçüklerine etki ederek, mayoz bölünmenin gerçekleşerek sperm üretilmesini sağlar.




**LH: testislerde bulunan leydig hücrelerini uyararak, bu hücrelerin testosteron (androjen) hormonunu salgılamasını sağlar.
 
 


Testosteron hormonu:Spermlerin olgunlaşmasını sağlar.
Erkekliğe ait sekonder eşey karakterlerinin (kalın ses, sakal, bıyık, kuvvetli kaslar…) ortaya çıkmasını sağlar.
 
 
 
 
*Dişi üreme sisteminin hormonal kontrolü:
 
 
→Dişi üreme sisteminin hormonal kontrolü, hipofiz bezinden salgılanan; FSH, LH, LTH ve oksitosin hormonları ile olur.

 
 
**FSH:  
 
Ovaryumdabulunan hücrelere etki eder ve yumurta hücresinin üretilmesini sağlar.
→Bu hormon aynı zamanda, ovaryumunda bolunan foliküllerinöstrojen hormonu üretmesini sağlar.

 
 
Östrojen hormonu:
 
→Döl yatağının iç yüzeyini örten, endometriumtabakasının kalınlaşmasını başlatır.
→Aynı zamanda dişilere ait, sekonder eşey karakterlerinin ortaya çıkmasını sağlar.
          (Göğüslerin gelişmesi, ses inceliği, üreme organlarının gelişimi...) 
 


**LH:
 
→Ovaryumda bulunan foliküllere etki ederek, ovulasyon evresinin gerçekleşmesini sağlar.
→Bu hormon aynı zamanda, yırtılan folikül hücrelerinin; korpus luteuma dönüşmesini sağlar.
 
 
 
 
→Korpus luteum, bol miktardaprogestoron ve az miktarda östrojenhomonu salgılar.
 
 
Progesteron hormonu:
 
→Döl yatağının iç yüzeyini örten,endometrium tabakası maksimummiktarda kalınlaşır.
→Böylece embriyonun tutunup gelişebileceği bir ortam oluşmuş olur.
→Gebelikte bu hormonun oranı, normalin altına düşerse; düşük gerçekleşir.
→Progesteron hormonu aynı zamanda, süt bezlerine süt salgılama özelliği kazandırır.
 
 
 
 
 

**LTH (prolaktin):  

 


**Oksitosin hormonu:
 
→Doğumdan kısa bir süre öncesalgılanmaya başlar.
→Döl yatağı kaslarında bulunan düz kaslara etki ederek, kasılmasını sağlar.(doğum sancısı)
→Doğumdan sonra ise süt bezlerinin süt salgılanmasını sağlar.
 
 
Not:
 
→Süt salgılanmasının devamı, bebeğin meme emmesine bağlıdır.
→Anne emzirmeye ara verirse, süt salgılanması kesilir. 

4.BÖLÜM : Süper kütleli karadeliği fotoğraflamak

Süper kütleli karadeliği fotoğraflamak

Galaksilerin oluşumunu anlamak için merkez noktamız karadeliklerdir. Zaman içerisinde galaksilerin nasıl geliştiklerini anlamamız için bir anahtar görevini görürler. Aslında, kapalı kutu olmalarından çok evrenin ve galaksimizin oluşumunu anlamamızıntemel taşlarıdır. Karadelikleri daha iyi anlayabilmemizin tek yolu, bir tanesine yakından bakabilmektir. Çok yakınına bir ziyaret iyi bir fikir olmadığına göre astronomlar kendi galaksimizin merkezinde yer alan süper kütleli karadeliğin bir fotoğrafını çekmek için bir yol geliştirmeye çalışıyorlar. Bunu da başarabilmek için Dünya’nın kendisi boyutlarında bir teleskoba ihtiyaçları var.
Samanyolu’nun tam merkezinde, galaksinin kalbinde dönüp duran bir sürü yıldız kümesince saklanmış süper kütleli bir karadelik var ve eğer, ”Olay ufku” ile burun buruna gelebileceğimiz Samanyolu Galaksi’mizin merkezinde bir karadeliğe gidebilseydik onu görebilmek olağan üstü olurdu.
Çoğu galaksinin merkezinde bir süper kütleli karadelik bulunuyor. Onların orada oldukları biliniyor çünkü etraflarında dönen ve saatte milyonlarca kilometre hızlarla çekilen yıldızlar var. Shep Doeleman ve takımı optik teleskoplar ile karadeliğin ”Olay ufku” nun resmini görüntülemek için çalışma yapıyorlar. Optik teleskoplar karadeliği doğrudan göremezler ancak karadeliği çevreleyen süper ısınmış ve parıldayan gaz bulutu görüntülerini oluşturabilecek radyo dalgaları gönderirler. Dev radyo teleskopları uzayda bu sinyalleri alır.
Boston yakınlarındaki M.I.T. Gözlemevindeki anten, 30 metreden daha geniştir. 25.000 ışık yılı uzaklıktaki, kendi galaksimizin merkezindeki karadeliğin çok zayıf radyo sinyallerini dahi tespit edebilecek kapasitededir ancak görüntü oluşturabilecek bir büyüklükte değildir. Bu teleskoplardan bir çoğunu alıp dünyanın etrafında çeşitli yerlere koyup sanki dünyanın kendisi bir teleskopmuşçasına sanal bir teleskop oluşturmaları gerekiyor.
super-kutleli-karadeligi-fotograflamak-ilgincbirbilgi-1
Doleman’nın takımı bir çok radyo teleskobunu birbiri ile bağlantılı hale getirecek. Neredeyse tüm Dünya çapında, Hawaii’den Şili’ye oradan Afrika’ya tüm bilgi ağı bağlandığında16.000 km çapında, tek bir teleskoptan 500 kat daha güçlü sanal bir alıcı anten oluşacak. Onlar, yeterince güçlü olacağını ve Samanyolu Galaksi’mizin merkezindeki süper kütleli karadeliğin fotoğrafını çekebileceklerine inanıyorlar. Daha şimdidengalaksimizin karanlık kalbinden sinyaller aldıklarını ama sinyallerin tam bir resim oluşturabilmek için hala çok zayıf olduğunu belirtiyorlar. FakatDoeleman, gelecek yıllarda daha da yeni teleskopların sisteme entegre edilmesiyle görüntülerin iyileşmesini umut ediyor. Eğer başarılı olurlarsa sonunda karadeliğin dış sınırları açığa çıkacak.
Uzak gelecekte, yeni teknolojilere sahip olunca bir karadeliğe girip içinden geçmeyi ve hatta bu seyahatten sağ çıkmayı bile başarabiliriz ve nihayet o zaman sorumuzu cevaplayabiliriz.
Bir karadeliğin kalbinde ne yatmaktadır ? Bazı bilim insanlarına göre karadelikler bir geçiş kapısı olarak kullanılarak evrenler arası bir seyahate araç olabilirler. Bu çok kuramsal ama matematiğin gösterdiği kadarıyla bir karadeliğe doğru düşerken öyle basitçe ölmüyorsunuz. Bir solucan deliğinin içine giriyorsunuz. Uzay ve zamanda bir geçit, bir kestirme yol olabilir. Belki de evren içerisinde karadelikler ardındaki metro sistemi ile çok hızlı seyahat edebiliriz. Eğer karadelikler uzay ve zamanda bir kestirme yol ise bilim kurgunun en küçük fikirlerinden birini gerçeğe dönüştürebilirler. Zamanda yolculuk mümkün, ama pratik değil. Bir solucan deliğinin ağzını açık tutmak için ihtiyacınız olan enerji kaynakları o kadar yabancıdır ki onları laboratuvarda üretemeyiz. Bunu yapabildiğimiz taktirde karadeliklerin gücünü, geçmişi ziyaret etmekte kullanabiliriz. Belki de gelecekteki torunlarımız zaten bu teknolojiye sahip olacaklardır. Bir gün birisi kapınızı çalar ve sizin büyük, büyük, büyük, büyük, büyük torununuz olduğunu iddia ederse kapıyı yüzüne kapamayın. Karadelikler başka evrenlere geçiş kapıları da olabilirler.
Bir karadeliğin diğer tarafında bir Büyük Patlama oluşuyor olabilir. Karadelik çöktüğünde ve maddeler içine hapsolduğunda belki de bu maddeler diğer taraftaki beyaz delikten dışarı püskürtülüyorlardır. Bu Büyük Patlamayı anımsatmıyor mu ? Eğer Büyük Patlama birkaradeliğin diğer yüzü ise belki de bu evrenimizin nasıl doğduğudur. Diğer bir deyişle bizler zaten olay ufkunun içinde olabiliriz. Belki de aslında bir karadeliğin içerisinde yaşıyoruz. Her bir karadelik tam bağımsız bir evrenin merkezi olabilir. Eğer bu doğruysa dışarıda bir yerlerde her biri yıldızlarla, gezegenlerle, hayatla dolu olan milyarlarca evren olabilir.
super-kutleli-karadeligi-fotograflamak-ilgincbirbilgi-2
Şu anda bildiğimiz kadarıyla karadelikler her yerdeler. Büyük boyutlarda ve evrenin gelişimindeki rolleri tahmin ettiğimizden de çok. Evreni anlamamız gerçekten çevremiz açısından bizler için önemli. Teleskoplarla görebildiğimiz evren karadeliklerin her tarafta olduğunu fark etmemiz nedeniyle derinden etkilendi. Bir zamanlar insanlar karadelik fiziğiningerçek olabilmesinin fazla hayali olduğuna inanırlardı ama artık onlarınevrenin gelişmesinde baskın güçler olduklarını biliyoruz. Şunu söylemek hiç de abartılı değil. Eğer karadelikler olmasaydı bizler de olmayacaktık.Aslında varlığımızı, bir yerde karadeliklere borçluyuz. Hikaye henüz bitmedi. Evrenin efendileri ve gizemli nesneler olan karadelikler hakkında keşfedilmeyi bekleyen daha çok şey var.
4. BÖLÜMÜN SONU

3.BÖLÜM : Süper kütleli karadelikler ve kuasarlar

Süper kütleli karadelikler ve kuasarlar

Bilim insanları yaptıkları son araştırmalarda karadeliklerin çok daha büyük olduklarını keşfettiler. Bunlara ”Süper Kütleli Karadelikler” deniyor. Güneş sistemimizle aynı boydadırlar ve bir tanesi degalaksimizin kalbinde bulunuyor. Güneş Sistemi, Samanyolu Galaksisi’nde yer alıyor. Güneş’in de dahil olduğu milyarlarca yıldızdan oluşan tamamı gizemli bir bölgenin tam merkezinde ve etrafında dönüyorlar. Ay, Dünya’nın etrafında dönüyorsa yada Dünya Güneş’in etrafında dönüyorsa o zaman Güneş neyin etrafında dönüyor ? Belki de Samanyolu Galaksimizin tam merkezinde bir karadelik vardır. Ancak gerçekte bir karadeliği görmemiz mümkün olmadığından yapılabilecek en iyi şey bıraktığı izleri takip etmektir.
Astronomlar kızılötesi teleskoplar kullanarak galaksimizin merkezine baktıklarında çok yoğun bir şekilde kenetlenmiş milyonlarca yıldız gördüler ancak merkezde ne olduğunu göremediler. Galaksinin merkezindeki yıldızlar saatte milyonlarca kilometre hızla hareket ediyorlardı ve galaksinin merkezi olağan dışı bir ortam sergiliyordu. Yıldızların hareket ettiği hızlar, galaksinin her hangi diğer bir bölgesinden çok daha fazlaydı. Bu ise bir karadeliğin varlığının kesin göstergesiydi. Görünmez bir güneşin etrafında yarışan gezegenlergibi görünüyorlardı ancak bunlar gezegen değil yıldızdı.
Bu denli büyük kütleli yıldızları böylesine sıkışık yörüngelerde bu hızlarda döndürmek, ciddi bir çekim gücü gerektirir. Evrende böylesine güçlü çekebilecek tek bir şey vardır o da süper kütleli bir karadelik. Bu da Güneş’in 4 milyon katında kütleye sahip bir karadeliğin galaksimizin tam kalbinde yerleştiğinin bir göstergesidir.
Galaksimizdeki her şey, Güneş Sistemi’miz de dahil bir süper kütleli karadelik etrafında dönüyor. Ancak Samanyolu, evrende, ortasında bir karadeliğin bulunduğu tek galaksi değildir. Evrendeki çoğu galaksinin merkezinde birer süper kütleli karadelik bulunmaktadır.
super-kutleli-karadelikler-ve-kuasarlar-ilgincbirbilgi-2
Andromeda Galaksi’si en yakın komşumuzdur. O da, Güneş’ten 140 milyon kez daha kütleli olan bir karadelik etrafında dönmektedir. Diğer galaksilerde de Güneş’in 20 milyar katına kadar kütleleri olan karadeliklerbulunmaktadır. Karadelikler nasıl bu kadar büyüyebilir ? ve galaksilerin merkezlerinde ne yapıyorlar ? Cevaplar için yaklaşık 14 milyar yıl geriye yani evrenin başlangıcına gitmemiz gerekiyor.
O zamanlarda evren, Büyük Patlamadan kalan gaz bulutları ile doluydu.Bazı yerlerde gaz, milyonlarca yıldızın oluşumuna yetecek kadar yoğunbulunmaktaydı. Bu yeni yıldızların çoğu süper kütleliydiler. Çok sıcak ve çok çabuk yandılar sonra da patladılar ve karadeliklerin bir çoğunu oluşturdular.
İlk zamanlarda evren çılgın ve acımasız bir yerdi. Devasa kütlelere sahip bölgeler feci şekilde çarpışıyorlar ve karadelikleri oluşturuyorlardı. Hattaevrenin ilk zamanlarında her taraf yeni ortaya çıkan karadeliklerle dolu olabilir. Çekim gücü bunların çoğunu birbirlerine doğru çekti. Evrenin ilk zamanları boyunca birleştiler ve gittikçe daha da büyük karadelikler meydana getirdiler. Yüzlerce milyon yıl boyunca her bir karadelik büyüdü ve daha güçlü çekim gücü yaratarak daha fazla gaz çektiler. Bu gazdan yeni yıldızlar doğdu ve ilkel galaksiler ortaya çıktı ancakkaradelikler gaz emmeye devam ettiler. Ta ki daha fazlasını alamayıncaya kadar. En sonunda evrenin en güçlü meşalesi gibi büyük bir güçle patladılar.
Yeni bir galaksi uçsuz bucaksız gaz bulutlarından oluşmuş yıldız kümelerinden oluşur. Yeni galaksinin merkezinde gazlarla beslenen genç bir süper kütleli karadelik bulunmaktadır ve gittikçe büyümektedir. Eğer gözünüzde canlandırabilirseniz, bir galaksi gençken ve hala gelişiyorken çekirdeğinde oluşmakta olan bir süper kütleli karadelik bulunmaktadır ve gazlar hala onun içine doğru düşmekte ve hala galaksiyi oluşturmaktadırlar.
Tam bir karadeliğin yakınında her şey çok fazla ısınmaya başlar. Madde ısınmakta ve gaz karadeliğin içine doğru akmaktadır fakat aşırı yüklenme olur ve tüm o sıcak gaz fazlası için artık yer kalmamıştır ve dışarıya atılır. Uzaya devasa şekilde enerji püskürtür. Her püskürme güneş sistemimizden 20 kat daha geniştir ve tüm galaksi boyunca uzanır. Süper kütleli karadelik bir kuasar oluşturmuştur.
Kuasarlar, kelimenin tam anlamıyla evrendeki en parlak nesnelerdir. O kadar yoğundurlar ki tüm bir evreni aydınlatabilirler. Kuasarlar çok büyük miktarlarda (dakikada yaklaşık 10 dünyaya eşdeğer miktarda) gaz bulutu püskürtürler. Bir gazı ısıttığınızda genişleme ve dışarıya doğru patlama eğilimindedir ve burada oluşan aslında bir karadelik rüzgarıdır. Karadelikler gazı emer, kuasarlar ise dışarıya püskürtürler. En sonunda yıldızları oluşturacak hiç gaz kalmaz ve galaksinin büyümesi durur. Tahmin ediyoruz ki, bir galaksinin erişebileceği boyutu merkezindeki karadeliğe bağlıdır. Besleyecek gaz kalmayınca kuasarın püskürmesi azalır ve ölür. Geride kalan isegalaksinin merkezinde süper kütleli bir karadelik ve bir çok genç yıldızdır.Tıpkı bizim Samanyolu Galaksi’mizin gençliğinde olduğu gibi.
super-kutleli-karadelikler-ve-kuasarlar-ilgincbirbilgi-1
Geçmişte Samanyolu genç bir galaksi iken bizler de muhtemelen bir kuasardık. Muhtemelen her büyük galaksi gençliğinde bir kuasardı ancak şimdi yeterince büyüdük ve galaksi durgunlaştı. Şimdilerde astronomlar, Chandra Gözlemevi uzay teleskobunda, daha fazla karadelik bulmanın sırrını ve nasıl işlediklerini anlamak için kuasarları tarıyorlar.
Uzay teleskobu, kuasarların yaydığı güçlü x ışınlarını tespit edebilecek güçte. Her şekilden ve boyuttan kuasarın uzaya püskürmeleri görünüyor. Her biri de ortasında bir karadelikle genç bir galaksinin doğumunusimgeliyor. Galaksiler olgunlaşıp son şeklini alırken bu kuasarlar sonunda dinginleşecekler. Artık bilinen gerçek ise, süper kütleli karadeliklerin vekuasarların galaksileri kontrol ettiği ve onları yarattıklarıdır.
3. BÖLÜMÜN SONU